Blog

Dünyanın dörtte üçü denizler, göller ve okyanuslardan oluşmasına rağmen insanların kullanımı için var olan su miktarı yalnızca %1 kadardır. Bunlar da insanların kullanımına uygun olan tatlı su kaynaklarından oluşur. Çok az miktarda içme suyu bulunuyor ve bu sular her zaman yeterli kalitede olmayabiliyor. Şebekelerden ev ve iş yeri musluklarına gelen su belirli bir süreçte kirlenmeye uğrar. Bu nedenle bir süre sonra şebeke sularından istenilen verim alınamaz hale gelir. İçme suyu kirliliği konusunda birçok önemli neden bulunur.

Suyun insanlar ve diğer tüm canlılar için vazgeçilmez olduğu önemli gerçekler arasında yer alır. Buna karşın insanların tüketmesi gereken şebeke suyunda da zaman zaman kirlenmeler oluşur. Bu da sağlıklı su tüketimini olumsuz yönde etkiler. Şebeke suyu kirlenmesi farklı nedenlere dayanır. Bunlardan ilki suyun taşınması sırasında meydana gelir. Bir diğeri ise depolama işlemleri sırasında ortaya çıkar.  

Suyun Taşınması Sırasında Kirlenmesi

Suyun taşınması sırasında gerekli önlemlerin alınmaması kirlilik konusunda ilk sırada gelen konulardan biri. Taşımada kullanılan borular ne kadar kaliteli olursa olsun zamanla eskiyerek paslanmaya uğrar. Aynı zamanda sağlık açısından uygun olmayan boruların kullanımı da suyun verimini düşürmede etkili olur. Suyu taşıyan boruların periyodik olarak değiştirilerek yenilenmesi oldukça önemli. 

Borularda zamanla meydana gelen deformasyonlar zamanla suyun içerisinde çamur ve kanalizasyon suyu karışmasına neden olur. Bu da içme suyunun kalitesinin düşmesine neden olur. Her ne kadar şehirlerdeki büyük su tesislerindeki sular istenilen standartlara uygun hale getirilse de bina içlerindeki su borularının yeterli kalitede olmaması suyun verimliliğini yine de azaltır. 

Bina içerisindeki su boruları da en az büyük su tesislerindeki borular kadar bakıma ihtiyaç duyar. Bu alandaki ihmalkarlık, suyun kalitesini düşürerek insan sağlığını ciddi bir tehlikeye atar. Suyun temiz bir şekilde aktarılması sağlık açısından büyük bir önem taşır. 

Suyun Depolama Sırasında Kirlenmesi

Suların kirlenmesinin en önemli nedenlerinden birisi de depolama koşulları denilebilir. Su depoda uzun süre bekleyebilir. Depoların bakımı düzenli olarak yapılmadığında bu depoların içinde birtakım tortular ve kirler birikmeye başlar. Böylece uzun süre bekletilen su içerisinde bulunan organik ve inorganik maddeler zamanla suyun dibine çökerek tortu haline gelir. Bu da suyun mikroorganizma üretmesine neden olur. Suyun kalitesinin düşmesinde depolama koşulları büyük bir etkiye sahip. 

Depoların temizliğinin sık sık yapılması temiz su elde etmek için önem taşır. Fakat bina yönetimi ve diğer kat sahipleri bu konuda yeteri kadar ilgili olmadıklarından içme suları yeteri kadar sağlıklı olmaz. Böyle durumlarda kişilerin sağlıklı su tüketmek adına mutlaka ekstra önlemler alması gerekir. 

İlginizi çekebilir: SU ARITMA SİSTEMİ KULLANMAK İÇİN 5 SEBEP

Kirli Sulardan Nasıl Kurtulabiliriz?

Kirli su probleminden kurtulabilmek için birden fazla önlem almanız gerekir. Her şeyden önemlisi bu sulardan kurtulmanızın ilk adımı boruların yenilenmesi ve bakımının periyodik olarak yapılması denilebilir. Aynı zamanda su depolarının da düzenli olarak temizlenmesi belirli süre kullanıldıktan sonra da değiştirilmesi önem taşır. Fakat bu her binada her zaman mümkün olmaz. Çünkü boruların ve depoların değiştirilmesi ciddi bir maliyet anlamına gelir. Böyle durumlarda kişiler ekstra önlem alarak kirli sulardan daha kolay şekilde kurtulabilirler. Bunu da su arıtıcı sistemleri ile sağlamak mümkün olur. 

Mutfaklarınıza arıtıcı sistemler taktırmak hayatınız boyunca sağlıklı su tüketmenizi sağlar. Arıtıcı sistemler birden fazla filtre sayesinde suyun zararlı partiküllerden arındırılması ile kalmaz aynı zamanda tat, koku ve yararlı mineraller ile desteklenmesini de sağlar. Kısacası kişiler kendi sularını kendileri de kolaylıkla temizleme imkanı bulabilirler. Arıtıcı sistemler kirli şebeke suyu temizlemenin en pratik yolu denilebilir.

Ürünlerimize göz atın:

Waterjobs: waterjobs.com.tr

Alkalix: alkalix.com.tr

İnsanların yaşı ilerledikçe vücutlarındaki su miktarı ve içeriği de farklılaşır. Çocukların vücudundaki su oranı ile yetişkinlerin vücudunda bulunan su oranı birbirine eşit değildir. Ancak her yaş grubunun kendi yaşına göre günlük olarak tüketmesi gereken bir su miktarı bulunur. Su sağlık açısından olmazsa olmazlar arasında yer alır. İnsanlar açlığa çok daha uzun süre dayanabilirken susuzluğa dayanma süresi çok daha kısadır. Bu bakımdan bol su tüketmek insan vücudu için büyük etkilere sahip. 

Hayatınızı daha sağlıklı bir şekilde geçirmek istiyorsanız mutlaka gün içerisinde belirli miktarda su tüketmeniz gerekir. Ancak gün içerisinde kişilerin suyu yeteri kadar tüketmesi düşünülenden çok daha zor. Rutin yaşamda çay, kahve, gazlı içeceklerin tüketimi fazla olduğundan insanlar zaman zaman su tüketmeyi unutabilirler. Bu durum da zamanla vücudun deformasyona uğramasına neden olur. 

Bol Su Tüketmek Neden Önemli?

Bol su tüketmek birçok bakımdan insan yaşamı için önemlidir. Sayısız faydası bulunan suyun özellikle gün içerisinde belirli miktarda tüketilmesi gerekir. Az su tüketimi yaşantıyı birçok yönden olumsuz etkilemeye başlar. Bol su tüketmenin faydaları arasında şunlardan bahsetmek mümkün olabilir:

• Bol su tüketmek ağrılarınızın hafiflemesini sağlar. 
• Susuzluk insanların uykusunu getirir. Ancak su tüketmek uykunuzun açılmasına yardımcı olur. 
• Cilt hastalıklarının giderilmesine yardımcı olur. 
• Kas fazla ise suya duyulan gereksinim daha fazla olur. 
• Bağırsakların daha iyi çalışmasına yardımcı olur. 
• Yaşlanmayı yavaşlatır. 
• Saçların parlamasına ve daha ahenkli görünmesine yardımcı olur. 
• Vücudun daha dinç ve dinamik olmasını sağlar. 
• Ağız sağlığının korunmasına yardımcı olur. 
• Kilo vermeye destek olur. 

Bunların yanında vücudun direncini artırarak hastalıklara karşı daha iyi bir savunma meydana getirir. Bol su tüketmek insanlardaki stres ve depresyon etkilerini de en aza indirir. Ancak bu süreçte suyun kalitesi, üzerinde durulması gereken bir konu. Kaliteli su için de arıtma sistemlerini tercih edebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: SU ARITMA SİSTEMİ KULLANMAK İÇİN 5 SEBEP

Az Su Tüketimi Nelere Yol Açar?

Yetersiz su tüketimi kişilerin dikkat etmesi gereken durumlar arasında yer alır. Su eksikliğinin ciddi boyutlara ulaşması ile birlikte kişiler komaya girme riski ile karşı karşıya kalırlar. Suyun az tüketimi deri elastikiyetinde azalmaya neden olur. Aynı zamanda baş dönmesi meydana getirir. Bunun yanında mide bulantısına neden olabilir. Kan basıncını düşürerek birtakım hastalıkların meydana gelmesine neden olabilir. 

Bunların yanında suyu az tüketmek saçların kurumasına ve matlaşmasına sebebiyet verir. Vücuda yeterli miktarda su almamak birçok hastalığa davetiye çıkarmak anlamına gelir. Suyun az tüketilmesi vücudun normalden daha çabuk yorulmasına neden olur. Aynı zamanda kireçleme gibi birçok eklem sorunu da ortaya çıkarır. Bu bakımdan gün içerisinde yetişkin birinin en az 2 litre su tüketmesi gerekir. Suyun yeteri kadar tüketilmesi vücudun direncinin de artmasına olanak tanır. 

Kendinize Su İçme Hedefleri Koyun

Su tüketmek birçok kişi için oldukça zor. Özellikle çay, kahve ya da gazlı içecekleri çok fazla miktarda tüketen kişiler gün içerisinde su tüketimini aksatabiliyor. Bu nedenle su içme konusunda kendinize hedefler koyabilirsiniz. 2 litre suyun kaç bardağa denk geldiğini hesaplayarak sabah, öğle, akşam ve gece yatmadan önce olacak şekilde su tüketebilirsiniz. 

Bir anda iki litre suyu içmek hem istenilen faydayı görmenizi engeller hem de içimi oldukça zor olur. Ancak belirli aralıklarla bardakla ya da minik bir şişe ile su içmek daha kolay şekilde su tüketmenize yardımcı olur. Kendinize su içme konusunda hedefler koymak sağlıklı su tüketimini önemli ölçüde destekler ve istenilen seviyede su içmenize yardımcı olur.

Ürünlerimize göz atın:

Waterjobs: waterjobs.com.tr

Alkalix: alkalix.com.tr

İşte Sağlıklı Beslenebilmek ve Sağlıklı Yaşayabilmek İçin 10 Altın Öğüt

1. Beslenmenizden zevk alın.
2. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterin.
3. Beslenmenizde tam tahıllara yeterince yer verin.
4. Bol miktarda sebze ve meyve yiyin.
5. Yağ tüketimini azaltın.
6. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin.
7. Daha az tuz tüketin.
8. Bol su için.
9. Hareketli olun, sağlıklı vücut ağırlığınızı koruyun.
10. Düzenli beslenin, kahvaltıyı ihmal etmeyin.

Yeterli ve dengeli beslenme ile ilgili temel ilkeler

1. Günlük enerji alımınıza özen gösterin. Enerjinin fazla alınması şişmanlığa, az alınması zayıflığa, yetersiz beslenmeye neden olur. Bunun için yediğiniz besinlerin miktarlarını ve hareketlerinizi gözden geçirin.
2. Düzenli beslenin. Günlük beslenmenizi ortalama 4–6 öğün olacak şekilde planlayın. Üçten az sayıda öğün yetersiz beslenmenize, altıdan fazla öğün ise sık atıştırmalar nedeniyle şişmanlığa yol açabilir.
3. Günde 2–3 litre (10–15 su bardağı) sıvı tüketmeye gayret edin. Bunun için su, yeşil-siyah çay, ıhlamur, kuşburnu, ada çayı, karışık çay, sütlü neskafe, sıcak-soğuk limonata, ayran, kefir, soda, boza, salep, çorba, şalgam vb. içecekler tüketilebilir.
4. Beslenmenizde çeşitliliğe özen gösterin. Çünkü vücudun karbonhidratlar, proteinler, yağlar, vitaminler, mineraller ve su olarak sınıflandırılan 50’ye yakın türde besin ögesine gereksinimi vardır. Tek bir besin ile tüm bu ögeleri sağlamak mümkün değildir.Örneğin; süt esas olarak kalsiyumdan, et demirden, sebzeler ve meyveler lif ve vitaminlerden, bulgur B1, B2 vitaminlerinden zengindir.
5. Ekmekte doğal (beyazlatılmamış, kepeği ayrılmamış) undan yapılanları tercih edin. Çünkü doğal un ve ondan yapılan ekmek, makarna, erişte gibi besinler pek çok vitamin, mineral ve lifi doğal olmayanlara göre yüksek düzeylerde içerirler. Bu özellikleri ile kalp-damar hastalıkları, şişmanlık, kabızlık ve kansere karşı koruyucudurlar. Bulgur da doğal bir tahıl ürünüdür. Sık tüketilmelidir.
6. Bol miktarda sebze ve meyve yiyin. Meyveler, özellikle de sebzeler düşük kalori içerdiklerinden dolayı şişmanlıktan, zengin lif içeriklerinden dolayı kabızlık ve kanser dâhil birçok bağırsak hastalıklarından, pek çok çeşitteki aktif öğe içerdiklerinden dolayı da yine bazı kanser türleri, kalp-damar hastalıklarından korurlar. Bu nedenle her gün 2–3 orta boy meyve, 3–4 porsiyon pişmiş ya da çiğ sebze tüketin. Özellikle yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı renkli olanlarını tercih edin. Örneğin: koyu yeşil yapraklı sebzeler, havuç, kayısı, turunçgiller, böğürtlen, ahududu, kızılcık, kırmızılahana, kırmızıbiber, kırmızı pancar, brokoli, domates, siyah üzüm.
7. Sebze ve meyvelerin mevsiminde üretilenlerini tercih edin. Örneğin yazın domatesi, karpuzu, kışın havucu, portakalı tüketin.
8. Yağ tüketiminizi azaltın. Yemeklerinizde katı yağ yerine zeytinyağı, fındık yağı, ayçiçeği, mısırözü, kanola gibi sıvı yağları kullanmaya çalışın. Yemeklerinizi pişirirken kızartmalardan kaçının. Çünkü kızartma sırasında yüksek ısıda sürekli yanan yağların kanser oluşturma riski yüksektir.
9. Şeker ve şekerli besinleri çok sık tüketmeyin. Şeker vücuda sadece kalori verir. Fazla tüketildiğinde şişmanlığa ve diş çürümesine neden olur.
10. Tuz tüketiminizi gözden geçirin. Tuzun fazla tüketilmesi ileri dönemde yüksek tansiyona yol açabilir. Bu nedenle tuzluğu masadan uzak tutun. Yemeklerin tadına bakmadan tuz eklemeyin. Yemeklerin tadını tuz yerine baharatlarla zenginleştirin.

Unutmayın ki, sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşama konusunda yapılan bu öneriler, sadece sizin için değil, kardeşleriniz, anne-babalarınız, aile çevreniz, arkadaş ve dostlarınız için diğer bir deyişle tüm toplumun sağlığı için önemlidir.

Ürünlerimize göz atın:

Waterjobs: waterjobs.com.tr

Alkalix: alkalix.com.tr

Bizi sosyal medyadan takip edin: instagram.com/mtmsuaritma/

Besin piramidi, besin gruplarının ideal tüketim miktarlarıyla ilişkili fikir veren ve sağlıklı beslenmeyi amaçlayan bir araç olarak tasarlanmıştır. Besinlerin piramit içerisinde gösterilmesinin amacı sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirmedir. Bu doğrultuda besin piramidi besin gruplarının dengesi ve önemini basit bir şekilde öğrenmeyi sağlıyor.

En Çok Tahıl, En Az Yağ

Besin piramidinin mantığı oldukça basittir. Piramidin tabanında yer alan besin grubu, günlük beslenme planınızın içinde en fazla miktarda tüketmeniz gereken besinleri barındırıyor. En üstteki grup ise en az miktarda tüketmeniz gereken besinleri içeriyor. Piramidin en altını tahıl grubu oluştururken piramidin üst kısımlarına çıkıldıkça sırasıyla; vitamin ve mineral kaynakları olan sebze ve meyveler, proteinler ve en üst kısımda en az tüketmeniz gereken yağ ve şekerler bulunuyor.

Asıl Enerjiyi Tahıllar Veriyor

Besin piramidinin tabanında yer alan tahıllar, ana enerji kaynağınız olan karbonhidratları, B grubu vitaminleri ve lif sağlıyor. Bu grup içindeki besinler; ekmek, makarna, bulgur, pirinç, mısır gibi besinlerdir. Bu gruptan besin seçerken; genellikle pirinç yerine bulguru, makarna olarak tam tahıllı ya da kepekli makarnaları tercih edin. Bu sayede lif alımını sağlayarak daha sağlıklı bir seçim yapmış olursunuz. Günlük alınması gereken tahıl miktarı 6-11 porsiyondur. Ancak bu miktar kişilerin ağırlık, boy, genetik özellikleri ve fiziksel olarak aktif olma durumuna bağlı olarak değişiyor.

Günde 2 Meyve, 3 Sebze Yiyin

Tahıl grubundan sonra en çok tüketmemiz gerekenler ise meyve ve sebzelerdir. Meyve ve sebzeler metabolizmanın savunucuları olan vitamin, mineral ve birçok antioksidan etki gösteren aktif maddeleri sağlıyor. Aynı zamanda tam tahıllar gibi lif sağlayarak da hem kan şekeri dengesine yardımcı oluyor hem de bağırsak sağlığını koruyucu etki gösteriyor.

Günlük önerilen sebze ve meyve miktarı en az 5 porsiyondur. Bunun 2 porsiyonu meyve, 3 porsiyonu sebze olmalıdır.

Protein İçin İhtiyacınız Olan…

Piramidin üçüncü katında ise et, yumurta, kuru baklagiller, süt ve süt ürünleri bulunur. Gerekli olan proteini sağlamanın esas yolu bu gruptan geçiyor. Süt ve süt ürünleriyle protein sağlanırken; kalsiyum, fosfor gibi kemik ve dişler için gerekli temel mineraller de alınıyor. Et, tavuk ve yumurta ile vitaminlerden B12, minerallerden ise demir sağlanıyor.

Et grubunun olmazsa olmazlarından omega 3 ise balıkta bulunuyor. Genel beslenme planınız içerisinde haftada 2-3 gün balık, 2 gün kırmızı et, diğer günler tavuk ya da hindi gibi bir beyaz et tüketmek protein alımını ve dengeyi sağlıyor. Yumurta ise en kaliteli protein olarak sabah kahvaltılarında mutlaka yer almalı.

Şekere Mecbur Muyuz? 

Besin piramidinde yer alan tüm besinler içerisinde en az miktarda tüketilmesi gerekenler yağ ve şekerlerdir. Şekerler illa tüketmeniz gereken besinler olmamakla birlikte yağlar genel beslenme planınız içerisinde mutlaka olmalıdır.

Peki tükettiğiniz yağlardan kastedilen nedir? Yemeklere koyulan yağlar, süt ürünlerinin kendi yapısında olan yağlar, et/tavuk ve balığın kendi yağı, ceviz ve badem gibi kuru yemişler sayılabilir. Yağ örüntüsünü daha kaliteli kılmak ve aşırı miktarda tüketmemek için süt ve ürünlerinin yağsız olanlarını tercih etmek, omega 3 için haftada 2-3 gün balık tüketmek, kuruyemiş tüketiminde aşırıya kaçmamak, besinleri kızartmadan ızgara ya da fırında pişirmek gibi adımlar atılabilir.

Ürünlerimize göz atın:

Waterjobs: waterjobs.com.tr

Alkalix: alkalix.com.tr

Bizi sosyal medyadan takip edin: instagram.com/mtmsuaritma/

İçme suyu kalitesi yaşamın daha sağlıklı bir şekilde devam ettirilebilmesinde büyük bir öneme sahip. Evlerde ve iş yerlerinde kullanılan suyun kalitesinin yüksek olması sağlıklı hayatın devamı için oldukça gerekli. Bu bakımdan suyun kalitesini olumlu ve olumsuz yönde etkileyen faktörler, bilinmesi gerekenler arasında yer alır. Bu kaliteyi etkileyen en önemli unsur suyun sertlik düzeyidir. Sert sular faydalı olsa da içimi son derece zordur. Bunun yanında suyun değerini ortaya koyan bir diğer önemli faktör ise suyun pH değeri. 

İçme suyunuzun yüksek kalitede olması ve rahat içilebilmesi için belirli bir pH değeri aralığında olması gerekir. Bunların yanında doğal kaynak sularında ve mineralli suların içerisinde birçok element bulunur. Bu mineraller suyun yeterli verimliliği sağlaması açısından önemli. Magnezyum, kalsiyum ve demir gibi elementler de bunlardan bazıları.  

İçme Suyunda Kalite Nasıl Anlaşılır?

İçme suyunda kaliteyi anlayabilmek için bazı maddelerin bu su içerisinde olması önem taşır. Suyun içerisinde kalsiyum ve demir gibi elementlerin belirli miktarı olması gerekir. Örneğin kalsiyum miktarı yaklaşık olarak 250 mg kadardır. Bunun yanında bikarbonat miktarı ise 600 mg’a yakın. Magnezyum miktarı ise 75 mg’a yakındır. Bu özelliklerde olan sular için kaliteli denilebilir. 

Suyun sertliği kalitesini ortaya koyan bir faktör. Ancak yüksek sertlikte suları içmek oldukça zor. Bunun yanında sert sular sabunla da zor köpürür. Kaliteli sular pH değeri 7,2 üzerinde olan sulardır. Su satın alırken mutlaka bu değerdeki suları satın almaya dikkat etmeniz gerekir. pH bir suyun ya da sıvının asidik değerini ifade eder. Bu değerin altında olan sular da asidik olarak kabul edildiğinden uzmanlar tarafından çok fazla önerilmez. pH aynı zamanda suyun tadı üzerinde de etkilidir. 

İlginizi çekebilir: YAZ AYLARINDA SU TÜKETİMİNİN ÖNEMİ DAHA FAZLA!

Kaliteli Su Kullanmazsak Ne Olur?

Kaliteli su insanların hem bağışıklık hem de sindirim sisteminde önemli etkilere sahip. Arıtılmamış, faydalı elementler bakımından fakir olan suların tüketilmesi vücudun direncinin düşmesine neden olur. Bunun yanında bu sular böbreklerin sağlıklı bir şekilde çalışmasının önüne geçer. Vücudun enfeksiyon ve mikroplarla ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı açık hale gelmesine neden olur. 

Su eksikliği yanında kalitesiz su da çok ciddi sorunlar ortaya çıkarabilir. Özellikle kalabalık şehirlerde alt yapı sorunlarının çok fazla olması sağlıklı su bulma problemini ortaya çıkarır. Böyle durumlarda mutlaka su arıtma cihazlarının avantajlarından yararlanmak gerekir.

Suyun kalitesinin az olması vücudun ihtiyaç duyduğu demir, kalsiyum ve magnezyum gibi elementlerden de mahrum kalır. Bu durum kişilerin birtakım hastalıklara maruz kalması anlamına gelir. Suyun tüketim miktarı yeterli olsa da istenilen mineralleri alamamak da insanlar için ciddi problemler yaratır. 

Sağlığınız İçin En Uygun Su MTM’de

Sağlığınıza gereken önemi veriyorsanız mutlaka suyun kalitesini göz önünde bulundurmanız gerekir. Damacana suların da yeterli kalitede olmadığını söylemek mümkün olabilir. Böyle durumlarda yüksek standartlarda bir arıtma cihazı kullanabilir ve suyun istenilen kalitede tüketilmesini sağlayabilirsiniz. Suyun yüksek kalitede olmasında bu arıtma sistemlerinin etkileri oldukça iyidir. Hem suyu derinlemesine arıtır hem de sertliğini alarak içimini daha kolay bir hale getirir. 

Uygun ve ulaşılabilir fiyatlarla satışa sunulan su arıtma cihazları için MTM avantajları değerlendirilebilir. Hemen her ortamda kullanılabilecek arıtma teknolojilerinin sizlere sunulması sağlıklı yaşam için oldukça önemli. Tezgah üstü ve altı modelleri ile günümüzde en profesyonel arıtma cihazlarından yararlanabilirsiniz. Beklentilere yanıt veren arıtma cihazları ile hem sağlıklı hem de alkalite seviyesi en yüksek suları tüketebilirsiniz. 

Ürünlerimize göz atmak için aşağıdaki adreslere gidebilirsiniz.

Alkaix: alkalix.com.tr

Waterjobs: waterjobs.com.tr